30 Nisan 2009 Perşembe

Şehitlere saygı: Konser iptal edildi

Yozgat Polis Meslek Yüksek Okulu’nda eğitim gören polis adayları için düzenlenen “Moral Gecesi”, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde mayın patlaması sonucu 9 askerin şehit olması sebebiyle iptal edildi.

Okul Müdürü Hüseyin Pekdemir, yaptığı yazılı açıklamada, polis adaylarına moral amaçlı organize ettikleri ve Yozgat Belediyesi Nida Tüfekçi Türk Halk Müziği Korosu’nun da konser vereceği geceyi iptal ettiklerini bildirdi.

Pekdemir, gecenin iptal edilme kararını, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde mayın patlaması sonucu askerlerin şehit olması sebebiyle aldıklarını belirtti. Pekdemir, şehit oan askerlerin yakınlarına başsağlığı diledi.

Teröristlerin mayınlı saldırısında, Yozgatlı Piyade Uzman Çavuş Salih Akyürek de şehit olmuştu.

(Kaynak: Yozgat gazetesi)

28 Nisan 2009 Salı

Belediye korosu polislere türkü ziyafeti verecek

Yozgat Belediyesi Nida Tüfekçi Türk Halk Müziği Korosu, Çarşamba günü polis adayı öğrencilere konser verecek. Koro, Vakıflar Haftası ve Anneler Günü’nde de türkü severlerle buluşacak.

Yozgat Belediyesi tarafından 4 yıl önce kurulan Nida Tüfekçi Türk Halk Müziği Korosu, Kültür Bakanlığı Koro Şefi Adnan Şahin’in yönetiminde, büyük ilgi ve beğeni gören konserlerine devam ediyor.

Koro, önümüzdeki Çarşamba günü Polis Meslek Yüksek Okulu’nda konser verecek. Saat 20.00’de başlayacak olan konserde, Yozgat türkülerinin yanı sıra, Anadolu’nun çeşitli yörelerine ait birçok türkü seslendirilecek.

Yeni konserler sırada

Nida Tüfekçi Türk Halk Müziği Korosu, 5-8 Mayıs tarihleri arasında kutlanacak olan Vakıflar Haftası münasebetiyle Yozgat merkezde, ardından Anneler günü münasebetiyle de Şefaatli ilçesinde türkü severlerle buluşacak. Koro’nun Mayıs ayı içerisinde Akdağmadeni ilçesinde de konser vereceği ancak tarihin henüz kesinleşmediği belirtiliyor.

Belediye korosunun konserleri sadece Yozgat’la sınırlı değil. Zaman zaman başka şehirlerde de konserler veren koro, Haziran ayında Yozgat rüzgârını Bursa’ya taşıyacak.

27 Nisan 2009 Pazartesi

Belediye el atmasa yıkılıp yok olacaktı

Eski Yozgat Belediye Başkanlarından Hayri İnal’a ait tarihî konak, Yozgat Belediyesi’nin gösterdiği sorumluluk sayesinde, yıkılıp yok olmaktan kurtarıldı. Belediye tarafından onarılan Hayri İnal Konağı, artık Yozgat’ın önde gelen kültür mekânlarından birisi olarak, Yozgat kültürünü yeni nesillere taşıyor.

Bugün bir “Kültür Evi” olarak sosyal ve kültürel faaliyetlere ev sahipliği yapan konak, 8 Şubat 1956-1 Haziran 1960 tarihleri arasında Yozgat Belediye Başkanlığı yapmış olan Hayri İnal’a aitti.

Terkedilmiş bir harâbe hâlinde, yıllar içinde çürüyen ve yıkılıp yok olmanın eşiğine gelen tarihî konak, Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer’in gösterdiği sorumluluk sayesinde, bir enkaz yığını olmaktan kurtarılıp, Yozgat’ın en önemli kültür mekânlarından birisi hâline getirildi.

Hayri İnal tarafından Yozgat Belediyesi’ne bağışlanan konak, yüksek miktarda borç yüküne ve maddî imkânlarının oldukça kısıtlı olmasına rağmen, Yozgat Belediyesi tarafından 445 bin TL. harcanarak, ihale yoluyla onarıldı.

Hayri İnal: Her şey gelip geçici;
önemli olan kalıcı hizmetler yapılması


Hayri İnal Konağı, geçen yıl Temmuz ayında yapılan geleneksel Sürmeli Festivali ile birlikte hizmete açılmıştı.

Tarihî konağın eski sahibi 93 yaşındaki Hayri İnal, geçen yıl açılışa katılmak üzere Belediye’nin davetlisi olarak İstanbul’dan Yozgat’a gelmiş, “onur konuğu” sıfatıyla Belediye Meclisi’nin toplantısına da katılmıştı.

Meclis toplantısında bir konuşma yapan Yozgat eski Belediye Başkanı Hayri İnal, her şeyin gelip geçici olduğunu belirtip, “Önemli olan kalıcı hizmetlerin yapılmasıdır” diyerek, kültürel alandaki hizmetlerin önemine işaret etmişti.

Tescilli 115 konak, 2023’e kadar onarılacak

Yozgat Valisi Amir Çiçek, onarım döneminde konakta yaptığı inceleme sonrasında, 2023 yılına kadar il genelinde bulunan 115 adet tescilli tarihî konağın restore edilerek ayağa kaldırılacağını söylemişti.

Kültürel varlıkların muhafaza edilmesine büyük önem veren Yozgat Valiliği ve Yozgat Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Tarihi Kentler Birliği’nden yardım alıyor.

24 Nisan 2009 Cuma

Valilik, Çocuk Korosu’nu Ankara gezisi ile ödüllendirecek

Yozgat Valisi Amir Çiçek, 23 Nisan’da başarılı bir konser veren Türk Sanat Müziği Çocuk Korosu elemanlarına ödül olarak Ankara gezisi planladıklarını bildirdi. Koro Şefi Faruk Şahin de, Bozok Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösterecek yeni bir koro daha kurmaya hazırlanıyor.

Yozgat Valiliği Türk Sanat Müziği Çocuk Korosu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle bir konser verdi.

Şefliğini Faruk Şahin’in yaptığı Çocuk Korosu, İl Kültür Müdürlüğü salonunda verdiği konserde 23 eser seslendirdi.

Konseri, koro elemanı çocukların yakınları ve vatandaşlarla birlikte Yozgat Valisi Amir Çiçek, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Engin Ünalan, İl Milli Eğitim Müdürü Sebahattin Gamsız ve bazı daire müdürleri de izledi.

Koro elemanlarına Ankara gezisi

Konserin ardından bir konuşma yapan Yozgat Valisi Amir Çiçek, Çocuk Korosu’nun verdiği başarılı konserden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Çocuklarımızın gözlerindeki sevgi, barış ve mutluluğu gördükçe mutluluğumuz bir kat daha artmaktadır” dedi. Vali Çiçek, koroda yer alan çocukların gösterdikleri başarının bir ödülü olarak, Ankara gezisi planladıklarını bildirdi. Vali Çiçek, başarısından dolayı Şef Faruk Şahin’i bir plaketle taltif etti.

Şef Faruk Şahin ikinci koroyu da üniversite için kuracak

Bu arada, Yozgat Valiliği Türk Sanat Müziği Çocuk Korosu’nun şefi Faruk Şahin’in, Bozok Üniversitesi bünyesinde de bir Çocuk Korosu kurmak için çalışmalara başladığı öğrenildi.

23 Nisan 2009 Perşembe

Yozgat’taki çocukların bir “Çocuk Sineması” var

Yozgat’taki çocuklar, pek çok Anadolu şehrinde bulunmayan bir “Çocuk Sineması”na sahip olmanın avantajını yaşıyorlar. Yozgat Belediyesi tarafından 2007 yılında hizmete açılan Çocuk Sineması, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda da çocukları sevindirecek. Bayramda Çocuk Sineması’nda “Shrek” ve “Sevimli Fare” isimli çizgi filmler gösterime sunulacak.

Çocuklara özel sinema

Sadece çocuklara yönelik olarak yapılan 50 seyirci kapasiteli Çocuk Sineması, Yozgat Belediyesi’nin çocuklara verdiği önemin de bir sembolü gibi.

Yozgat’ta çocuklar, Kent Park’ta kendileri için özel olarak yapılmış bir sinema salonunda kendi yaşıtlarıyla neşe içinde film izlemenin keyfini yaşıyorlar.

Yozgat Belediyesi 23 Nisan’da çocukları unutmadı

Yozgat Belediyesi tarafından yaptırılan ve 2007 yılının Mayıs ayında hizmete sunulan Çocuk Sineması, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın yanı sıra, yaz boyunca da çocukları eğlendirmeye devam edecek. Bayramda “Shrek” ve “Sevimli Fare” isimli çizgi filmler gösterime sunulacak.

Yaz boyunca film şöleni

Ancak, sinema filmi gösterimleri bayramla sınırlı değil. Çocuk Sineması’nda yaz ayları boyunca her hafta cumartesi ve Pazar günleri çocuklara çizgi film gösterimi yapılacak. Yozgat Belediyesi ile Millî Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliği ile her hafta bir okulun bir sınıfı sinemaya götürülecek.

Altın Testi ses yarışmasını Kübra kazandı

Yozgat İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle ilköğretim öğrencileri arasında Altın Testi Türk Halk Müziği ses yarışması düzenledi. Bu yıl ikincisi düzenlenen yarışamada Agâh Efendi İlköğretim Okulu öğrencisi Kamer Kübra Kapçı birinci oldu.

Yimpaş Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen yarışmayı, öğrenciler ve velilerinin yanı sıra, Yozgat Vali Yardımcısı Hüseyin Konak, İl Milli Eğitim Müdürü Sebahattin Gamsız, İl Dernekler Müdürü Hakkı Yurtlu ve bazı okul müdürleri de izledi.

14 öğrencinin katıldığı yarışmada Merkez Agâh Efendi İlköğretim Okuluöğrencisi Kamer Kübra Kapçı birinci, Sarıkaya Kadılı Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğrencisi Mervenur Uçar ikinci, Yerköy Fatma Paksen İlköğretim Okulu öğrencisi İbrahim Acer ise üçüncü oldu.

Yarışma sonunda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

(Kaynak: Yozgat Gazetesi)

16 Nisan 2009 Perşembe

Şarkı yarışmasının sesi duyulmuyor

Yozgat Valiliği, Temmuz ayında gerçekleştirilecek olan Sürmeli Festivali kapsamında şarkı yarışması düzenledi. Ancak, yarışmanın duyurusunun yeterince yapılmadığı belirtiliyor. Mahallî basın ve Yozgat sivil toplum kuruluşları da, konuya ilgisiz kalmakla eleştiriliyor.

Yozgat Valiliği, ‘Türk kültür mirası içinde Yozgat’ın yerinin canlı tutulması amacıyla’ “Yozgat Sürmeli Festivali Türk Sanat Müziği Şarkı Yarışması” düzenledi. Yarışma, seçici kurul üyeleri, jüri üyeleri, Yozgat Valiliği mensupları ile bunların birinci ve ikinci derece yakınları dışında herkese açık.

Yarışma sonunda birinciye 5 bin, ikinciye 4 bin, üçüncüye 3 bin TL. ödül verilecek. Mansiyona değer bulunan 7 eserin sahibi de bin 500 TL ile ödüllendirilecek.

Ancak, yarışmanın duyurusunun yeterince yapılmadığı belirtilirken, mahallî basın ve Yozgat sivil toplum kuruluşları da, konuya ilgisiz kalmakla eleştiriliyor.

Daha etkin bir duyuru için neler yapılabilir?

Yarışmaya katılım oranının yükseltilmesi ve Yozgat Türk Sanat Müziği repertuvarına nitelikli eserler kazandırılabilmesi için, (çok geç kalınmış olmasına rağmen) daha etkili bir duyuru yapılması gerektiği belirtilirken, bu konuda şu tavsiyelerde bulunuluyor:

- Yarışmanın duyuru metni ve şartnamesi, ulusal gazetelerin, kültür-sanat dergilerinin ve televizyonların kültür-sanat servislerine Valilik kanalıyla gönderilebilir.

- Ulusal televizyon ve radyo kanallarında yayınlanan müzik programlarının yapımcı ve sunucularıyla doğrudan irtibata geçilerek, kısa süreli de olsa röportajlar verilebilir.

- Yarışmanın duyuru metni ve şartnamesi, musikî cemiyetlerine gönderilebilir.

- Gerek Yozgat’ta gerekse Yozgat dışında faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşları, üyelerini bu yarışmadan haberdar ederek, duyurusunun yaygın bir şekilde yapılmasını isteyebilir.

- Şarkı yarışmasının, güftesi (sözleri) itibarıyla şairleri de yakından ilgilendirdiği hatırlatılarak, şairlerin de dikkati çekilebilir. Bu konuda, Türk Edebiyatı gibi edebiyat dergileriyle irtibata geçilebilir.

- Yozgat mahallî basını, internet sitelerine yarışma banner’ları yerleştirebilir. Kültür-sanat sayfalarında bu konuyu gündemde tutabilir. İrtibat hâlinde oldukları ulusal basındaki gazetecilerden, yarışma duyurusu konusunda yardımcı olmalarını isteyebilir.

Cehirlik Lâlesi’ne marka değeri kazandırılabilir

Yozgat’ın, Cehirlik Lâlesi’ne marka değeri kazandırıp, bunu hem ticarî bir ürüne hem de Yozgat’ı temsil eden estetik bir sembole dönüştürebileceği halde, bu konuda hiçbir çalışma yapmadığı belirtiliyor.

İstanbul bugünlerde asırlardır beraber yaşadığı lâlelerle dolu günler yaşıyor. Şehrin pek çok yerini rengârenk lâleler süslerken, 4. Uluslar arası Lâle Festivali de devam ediyor. 12-19 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen festival kapsamında, pek çok kültürel faaliyet düzenleniyor.

4. Uluslar arası Lâle Festivali İstanbul’da coşku dolu ve zengin içerikli faaliyetlerle devam ederken, Yozgat’ta yetişen “Cehirlik Lâlesi”nin adeta boynu bükük bir halde ilgisizliğe terk edilmiş olması, Yozgat için büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor.

Yozgat’ın, Cehirlik Lâlesi’ne marka değeri kazandırıp, bunu hem ticarî bir ürüne hem de Yozgat’ı temsil eden estetik bir sembole dönüştürebileceği halde, bu konuda hiçbir çalışma yapmadığı belirtiliyor.

Yozgat Valiliği’nin ve Yozgat Belediyesi’nin, Lâle Festivali’nden önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile irtibata geçip, “Cehirlik Lâlesi”ni Anadolu’nun estetik bir kültür unsuru olarak festivale dâhil edebileceği halde, buna yönelik bir çalışma yapmaması eleştiriliyor.

Bu yılki fırsatın kaçırıldığına işaret edilirken, gelecek yılki Lâle Festivali için şimdiden hazırlık yapılabileceği ifade ediliyor.

Yozgat Valiliği ve Yozgat Belediyesi neler yapabilir?

- Bozok Üniversitesi, Yozgat Tarım İl Müdürlüğü ve Yozgat Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından oluşturulacak bir heyetin, Cehirlik Lâlesi hakkında bilimsel bir araştırma yapmasını sağlayabilir.


- Bu araştırma ışığında, Cehirlik Lâlesi’nin yüksek kalitede fotoğraflarını çektirip, usta grafikerlere grafik çizimlerini yaptırabilir.

- İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili birimi ile resmî irtibata geçip, Yozgat Cehirlik Lâlesi’nin, festival kapsamında değerlendirilebilmesi için görüşmelerde bulunma talebini iletebilir. Bu konuda hazırlanan dosya ile birlikte görüşmeler yapılabilir. Festival etkinlikleri kapsamında Valilik ve Belediye olarak kültürel etkinlikler düzenleme, stand açma talebini iletebilir.

- Yozgat Valiliği ve Yozgat Belediyesi, İstanbul Uluslararası Lâle Festivali’ne yönelik bu teşebbüslerini sürdürürken, Yozgat’ta da Cehirlik Lâlesi konulu kompozisyon, şiir, resim ve fotoğraf yarışmaları düzenleyebilir. Yarışmaların ödül törenini ise Sürmeli Festivali’nde gerçekleştirebilir.

- Cehirlik Lâlesi’nin desenlerini taşıyan t-shirt, başörtüsü, şapka vs. hazırlatabilir.

- Cehirlik Lâlesi için özel bir web sitesi kurabilir. Resmî heyet tarafından hazırlanan dokümanların bu sitede kaliteli görsellerle birlikte yayınlanmasını sağlayabilir.

11 Nisan 2009 Cumartesi

Yozgat Valiliği bu filmi takibe almalı

Birinci Dünya Savaşı’nda Anadolu’da Türklere karşı savaşan Teğmen Elias Henry Jones’un Yozgat’taki esir kampından kaçış hikâyesinin anlatıldığı “The Road to En-dor” adlı romanın sinemaya uyarlanması için başlatılan çalışmalar devam ediyor.

2012 yılında tamamlanması planlanan bu Hollywood filminde Yozgat’ın ve Yozgatlıların beyaz perdeye ne şekilde yansıtılacağı henüz bilinmiyor. Yozgat Valiliği’nin, filmin yapımcısı ve senaristi ile irtibata geçerek, Yozgat’ın dünyaya kötü bir imajla tanıtılmasının önüne geçmesi gerektiği belirtiliyor.

Yozgat Muhabir, 15 Kasım 2008 tarihinde, “Yozgat esir kampı, Hollywood filmi oluyor” başlıklı bir haberle, konuyu Yozgatlıların dikkatine sunmuştu. Ancak, konusu Yozgat’ta geçen bir Hollywood filmini ne mahallî basın merak etti, ne de Yozgat’ın mülkî amirleri…

Yapımcılığını Hillary Bevan Jones’un üstlendiği filme henüz yönetmen aranıyor. Filmi çekmeye kararlı gözüken ekip, çalışmalarını 2012 yılında tamamlamayı planlıyor.

İngiliz Teğmen Jons’un Yozgat’tan kaçış hikâyesi

Anadolu’da Türklere karşı savaşan Teğmen Elias Henry Jones’un 1920’de kaleme aldığı ve gerçek hikâyelerden yola çıkılarak yazıldığı iddia edilen roman, İngiliz bilimkurgu yazarı Neil Gaiman ile Amerikalı illüzyonist ve komedi ustası Penn Fraser Jillette’i bir araya getirdi. Filmin yapımcılığını ise Teğmen Jones’un torunu Hillary Bevan Jones üstlenecek.

Film, Türklerle savaşırken Yozgat’taki kampa düşen sihirbazın, hileli cihazlar, ruh çağırma seansları, zihin oyunları, hayalet efektleri, sahte intihar gibi yöntemleri kullanarak kampın Türk komutanını etkilemesini anlatıyor.

Yeni projeleri sebebiyle heyecanlı olduklarını belirten Gaiman, şunları söylüyor:

“Bir başkasının hikâyesi üzerinde çalışmak, kendi hikâyemin uyarlanması için çalışmaktan daha eğlenceli olabiliyor. Çünkü, konuyu istediğim gibi parçalayıp oynamak beni çok rahatsız etmiyor.”

Senarist Gaiman kimdir?

1960 doğumlu Neil Richard Gaiman, Amerika’da yaşayan bir İngiliz. Yahudi bir ailenin çocuğu olduğu kaydediliyor. Bilim kurgu romanları, çizgi roman senaryoları, çocuk kitapları, şiirler ve şarkı sözleri yazıyor. Babasının Scientology tarikatının bir üyesi olduğu, kendisinin Hristiyan okullarında eğitim aldığı belirtiliyor.

V for Vendetta ve Watchman’in yaratıcısı Alan Moore ile olan dostluğu sonrasında çizgi roman maceraları yazmaya başlayan Gaiman, birçok yayımcı için çalışmış. Ancak onu şöhrete ulaştıran seri The Sandman olmuş. Morpheus isimli ‘Rüya Tanrısı’nın hikâyesini anlatan Sandman, 89-96 yıllarında seri olarak yayınlanmış. Seriden sonra da Grafik Roman şeklinde yayınlanan hikâyeleri olmuş. Arkabahçe Yayınları tarafından Türkçe’ye çevrilen bu eser, pek çok ödül almış.

Sandman’den sonra roman yazmaya ağırlık veren Gaiman, Stardust (2000), American Gods (2001), Coraline (2002), Anansi Boys (2005) gibi romanları ile New York Times Bestseller listelerine giren ve yeni romanları ilgiyle beklenen bir yazar olmayı başarmış. Romanlarının, İngiliz mizah anlayışı ile Amerikan macera-korku romanlarının bir bileşimi olduğu ifade ediliyor.

Gaiman’ın hikâyeleri, pekçok filme de çevrilmiş. Gaiman’ın, bir röportajında Gılgamış Destanı’nı senaryolaştırmak istediğini belirtmiş.

4 Nisan 2009 Cumartesi

“Sürmeli” ile gidip “Arjantin Tangosu” ile dönmek

Yozgat Lisesi Mezunları Derneği tarafından düzenlenen ‘mezunlar günü’ programına dair bir ayrıntı, Yozgat folkloru ve Yozgat kültürü adına beni derinden üzdü.

Anadolu Ajansı tarafından yayınlanan ve Yozgat basınında da yer alan habere göre, dans hocası Metin Yazır, Türkiye Tango şampiyonu Ahmet Dündar ve dans hocası Hicran Akın, Yozgat Askerî Gazinosu’nda düzenlenen programda Tango gösterisi sunmuşlar.

“Ee, ne var bunda?” diyeceksiniz… Bu hâliyle bir mesele yok. Gecede bir tango gösterisi sunulması, programı düzenleyenlerin bir tercihidir. Anlaşılıyor ki, derneğin yönetim kurulu, Yozgatlı bir dans şampiyonunun “Arjantin Tangosu”nu icra etmekteki başarısını Yozgat adına bir gurur vesilesi olarak kabul etmiş ve bu gururu davetlilerle de paylaşmak, geceye de bir renk katmak istemişler… Muhtemeldir ki, “geri kalmış bir şehir” olarak bilinen Yozgat’tan da “Batı kültürü”ne vâkıf “modern” bir dansçının çıktığının bilinmesinde fayda görmüşlerdir…

Türkçe Tango şarkıları, pek çoğumuzun zihninde duygusal çağrışımlar oluşturan, kendine has bir tarzı ve ritmi olan şarkılar… “Sevdim bir genç kadını…” diye başlayan ve; “Kemanımla ona bir ses verebilseydim eğer / Bu sesimle ona ersem, bana dünyaya değer / Ne yazık ki, deniz engin, şu ufuklar ölgün / Bin elemle doğuyor her yeni gün…” nakaratıyla pek çok kişi tarafından bilinen ve sevilen şarkı, bunlardan birisi.

“Papatya gibisin beyaz ve ince / Eziliyor ruhum seni görünce / İsmin dudaklarımı yakıyor neden / Nedir bu çektiğim senin elinden…” mısralarıyla başlayan şarkı da, Türkiye’de bir dönem oldukça rağbet gören tango şarkılarındandı… Bu ve benzeri şarkıların, Türkiye genelinde bir dönem milyonlarca müziksever tarafından beğeniyle dinlendiği, pek çok şarkının da hâlâ pek çok kişinin hafızasında hatıralarını barındırdığı muhakkaktır.

Kültür-sanat, sorumluluk ve hassasiyet ister

Yozgat Lisesi Mezunları Derneği Yönetim Kurulu’nun niyetinin iyi olduğundan hiç şüphem yok; ama ben farkında olunmadan yapılan çok ciddi, çok vahim bir hataya işaret etmek istiyorum.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Tango şampiyonu Ahmet Dündar, Yozgat’taki programın sonunda, Anadolu bozkırında geleneksel halk danslarının yaygın olarak yapıldığını hatırlattıktan sonra, “tangonun da bu halk dansları figürlerine uygun olduğunu” söylemiş. Dündar, “Anadolu bozkırında tangoyu sevdirip, yaygınlaştırmak için yola çıktık. Anadolu’nun değişik şehirlerinde tango yapacağız, gerekirse kurslar açacağız” demiş.

Cehalet ve hakaret

Kimse kusura bakmasın, bu sözler hem bir cehalet hem de bir hakarettir.

Çünkü, bir dans türü olarak Tango, Arjantin genelevlerinde doğmuştur. Tango’nun tarihinin anlatıldığı hangi ansiklopediye baksanız, bu bilgiyi bulabilirsiniz.

“Tango” kelimesinin kökeni hakkında kesin bir bilgi olmasa da, bu kelimenin Latince’de “dokunmak” anlamına gelen “tangere” fiilinden türetilmiş olabileceği belirtiliyor.

Bazı kaynaklarda bir “ön sevişme” olarak da tabir edilen tango’nun, arjantin pavyon ve genelevlerinden dünyaya yayıldığı belirtiliyor. Tango’nun genelevlerden dünyaya yayılmaya başladığı ilk yıllarda, “ahlâksız-müstehcen” bulunduğu için, bazı Avrupa ülkelerinde anne babaların çocuklarına bu dansı yasakladıkları ifade ediliyor.

Elbette, Tango zaman içinde pek çok değişiklik göstermiş, toplumlarda ona yüklenen anlamlar ve algılama biçimi değişmiştir. Fakat, her sanat dalı bir zihniyetin, bir kültürün ürünüdür ve onun izlerini, sembollerini, figürlerini taşır.

Hangi figürler benziyor?

Şimdi, Yozgat’tan “Sürmeli” türküsü ile gidip, “Arjantin Tangosu” ile döndükten sonra, bambaşka bir kültürün ürünü olan Türk Halk Oyunları’nın tamamen bize has figürlerinin, Arjantin genelevlerinde doğup oradan dünyaya yayılan tango’nun figürleriyle “uyumlu” olduğunu ileri sürmek, önce büyük bir cehalet, sonra da Türk kültürüne, Yozgat folkloruna hakarettir.

Anadolu, kendini bilen aydın arıyor

1972-77 yılları arasında Yozgat Belediye Başkanlığı yapan Cevdet Dündar’ın oğlu olduğunu öğrendiğim Ahmet Dündar’ın dans icra etmedeki kabiliyetine ve başarısına bir sözüm yok. Görmediğim için bir değerlendirme yapamayacağım gibi, değerlendirme yapmak da dans ustalarına düşer. Benim işaret ettiğim husus, konunun kültürel boyutu…

Ahmet Dündar, “Anadolu bozkırında tangoyu sevdirip, yaygınlaştırmak için yola çıktık. Anadolu’nun değişik şehirlerinde tango yapacağız, gerekirse kurslar açacağız” demiş. Keşke bu kabiliyetini Yozgat Halk Oyunları’nın ya da daha geniş bir çerçeveyle, Türk Halk Oyunları’nın tanıtımı için kullansaydı.

Keşke, Anadolu’nun “Arjantin Tangosu”na değil, kendini bilen aydınlara ihtiyacı olduğunu anlasaydı…

Tepki gösterdiğim şey ne?

Yazımın yanlış anlaşılmaması için, tepkimin sebebini kısaca özetleyeyim:

Benim tepkim, Yozgat’ta tango gösterisi sunulmuş olmasına değil. O bir tercih meselesi. İsteyen istediği gösteriyi sunar. İnsanların kabiliyetlerine ve başarılarına saygı duyarım… Benim tepkim, Ahmet Dündar’ın, tango’nun figürlerinin, Türk Halk Oyunları’ndaki figürlerle ‘uyumlu’ olduğunu, benzerlik gösterdiğini iddia etmesine… Tango başka bir kültürün, bizim halk oyunlarımız ise bambaşka bir kültürün ürünü… Figürler de o kültürlerin yansıması… Tango figürlerini halk oyunlarımızdaki figürlere benzetmek, önce cehalet, sonra da hakarettir. Tepkimin özü, özeti bu… Yani, bu konu dinî ya da ahlâkî bir tartışma değil, tamamıyla kültürel bir tartışma konusudur...

Tarihî Yozgat Lisesi, Abdülhamid döneminde açılmış

“Mezunlar günü”nü, Yozgat Lisesi Mezunları Derneği düzenliyor. Yozgat Lisesi neresi? 1895 yılında İkinci Abdülhamid döneminde açılmış tarihî bir okul. Yozgat Lisesi’nin mezunları arasında, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’ten, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a kadar pek çok ünlü isim yer alıyor.

Kütüphanesinde 12 bin 176 kitap var

Yozgat Lisesi, binasının tarihî özelliğinin yanı sıra, 12 bin 176 kayıtlı kaynak eseri barındıran bir kütüphaneye sahip olmasıyla da ayrı bir değer taşıyor. Yozgat’ta “Taş Mektep” veya “Sarı Mektep” olarak bilinen okulda, Cumhuriyetin 75. yılında bir de okul müzesi oluşturulmuş.

Yozgat Yozgat olalı böyle zulüm görmedi

Hani, Bayburt’a ve Sivas’a maledilen bir hikâye anlatılır…

Türk Müziği’nin Türkiye radyolarında çalınmasının yasak olduğu Cumhuriyetin ilk yıllarında, Klasik Batı Müziği’ni halka sevdirmek için, Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde konserler veriliyormuş. Sivas’taki konserden sonra bir paşa, konsere getirilen bir Sivaslı’ya sormuş: “Konseri nasıl buldun?” Sivaslı köylü hiç beklemeden cevap vermiş: “Valla paşam, Sivas Sivas olalı böyle zulüm görmedi…”

Şimdi, bu tango faslından sonra, mecazî anlamdaki o cümleyi Yozgat için de söyleyebiliriz herhalde:

“Yozgat Yozgat olalı, böyle zulüm görmedi…”

Sürur Öztürk - Yozgat Muhabir
E-Mail: surur-ozturk@hotmail.com

2 Nisan 2009 Perşembe

Yozgat Lisesi’nin kütüphanesinde 12.176 kitap var

Yozgat Lisesi Mezunları Derneği, Yozgat Askerî Gazinosu’nda düzenlediği programla, tarihî Yozgat Lisesi mezunlarını bir araya getirdi.

Dernek Başkanı Sedat Sefa Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri, programdan önce Yozgat Valisi Amir Çiçek’i makamında ziyaret ederek, derneğin faaliyetleri hakkında bilgi verdiler ve geceye davet ettiler.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Çiçek, 140 yıllık tarihinde Yozgat’a ve Türkiye’ye sayısız değerler katan böylesine güzîde bir okulun mezunları ile bir araya gelmekten mutluluk duyacağını ifade etti.

Gecede, Yozgat Lisesi mezunları bir araya gelerek, öğrencilik yıllarını adeta yeniden yaşadılar.

Geceye, lisenin eski mezunlarının yanı sıra, Yozgat Valisi Amir Çiçek ve eşi Hülya Çiçek, 29 Mart seçimlerinde ikinci kez Yozgat Belediye Başkanı seçilen Yusuf Başer ve Bozok Üniversitesi Rektörü İnci Varinli de katıldı.

1895’ten bugünlere…

1895 yılında İkinci Abdülhamid döneminde açılan tarihî Yozgat Lisesi’nin mezunları arasında, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’ten, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a kadar pek çok ünlü isim yer alıyor.

Kütüphanesinde 12 bin 176 kitap var

Yozgat Lisesi, binasının tarihî özelliğinin yanı sıra, 12 bin 176 kayıtlı kaynak eseri barındıran bir kütüphaneye sahip olmasıyla da ayrı bir değer taşıyor. Yozgat’ta “Taş Mektep” veya “Sarı Mektep” olarak bilinen okulda, Cumhuriyetin 75. yılında bir de okul müzesi oluşturulmuş.