15 Kasım 2008 Cumartesi

Yozgat esir kampı, Hollywood filmi oluyor

Birinci Dünya Savaşı'nda Gallerli bir teğmenin Yozgat'taki esir kampından kaçış hikâyesinin anlatıldığı 'The Road to En-dor' adlı roman, sinemaya uyarlanıyor.

Anadolu'da Türklere karşı savaşan Teğmen Elias Henry Jones'un 1920'de kaleme aldığı ve gerçek hikâyelerden yola çıkılarak yazıldığı iddia edilen roman, İngiliz bilimkurgu yazarı Neil Gaiman ile Amerikalı illüzyonist ve komedi ustası Penn Fraser Jillette'i bir araya getirdi.

Filmin yapımcılığını ise Teğmen Jones'un torunu Hillary Bevan Jones üstlenecek. 1917-1918 yıllarında kampta kalan Jones, Türk yetkilileri medyum olduklarına ikna etmeye çalışmış ve İngiltere'ye iade edilmesi için sahte numaralarla çaba göstermişti.

(Kaynak: Zaman Gazetesi)

11 Kasım 2008 Salı

Tiyatro Turca: “70 trilyon borcu olan belediye, Şehir Tiyatrosu’nu nasıl kuracak?”

Yozgat Belediyesi’nin, faaliyetini sürdüren 4 tiyatro topluluğunu bir çatı altında toplayıp, şehir tiyatrosu kurmak üzere hazırlıklara başladığı ileri sürüldü.

Yozgat’taki 6 tiyatro grubundan birisi olan Tiyatro Turca’nın Yönetmeni Fatih Doğmuş ise, Yozgat Belediyesi’nin kendileriyle görüşmediğini belirterek, 70 trilyon Lira borcu olan bir belediyenin Şehir Tiyatrosu kuracağı iddiasının inandırıcı olmadığını söylüyor.

Basında yer alan haber üzerine, konuyu görüşmek için “İşte Tiyatro” grubunun başkanı Ünal Demir’le birlikte Belediye’ye gittiğini söyleyen Doğmuş, Özel Kalem Müdürü’nün kendisini Başkan’la görüştürmek istemediğini ileri sürüyor.

Doğmuş’un anlattığına göre, müdürün kendisini Belediye Başkanı Yusuf Başer’le görüştürmeme gerekçesi, başkanın o sırada muhtarlarla görüşüyor olması. Ancak, Doğmuş, Özel Kalem Müdürü’nün “Seni hangi vasıfla içeri alayım? Sen kimsin?” diyerek, tiyatrocu kimliğini yok saydığını ve kendisini aşağıladığını iddia ediyor.

“Yozgat Belediye Başkanını çok seviyorum” demeyi de ihmal etmeyen Doğmuş, tiyatro teşebbüsü konusunda ise “Keşke bu işi Belediye değil de Valilik yapsa” temennisinde bulunuyor.

***

Yozgat Belediyesi’nin, faaliyetini sürdüren 4 tiyatro topluluğunu bir çatı altında toplayıp, şehir tiyatrosu kurmak üzere hazırlıklara başladığına dair haberler basında yer alınca, bu tiyatro gruplarından birisi olan Tiyatro Turca’nın Yönetmeni Fatih Doğmuş’a ulaşarak, görüşlerine başvurduk.

Elbette, bu konuda hazırlanacak bir haber için diğer tiyatro gruplarına da başvurmamız gerekirdi; ancak ne yazık ki onlarla irtibat kurma imkânımız olmadı. Bizimle irtibat kurmaları hâlinde, diğer grupların görüşlerini de sayfalarımıza taşıyacağımızı belirtmiş olalım.

Tiyatro Turca’nın Yönetmeni Fatih Doğmuş’la ilk kez bu haber-röportaj için internet vasıtasıyla görüştük. Onunla yaptığımız görüşme sonucunda, Yozgat’ta tiyatro alanında gerek resmî kurumların yapacağı, gerekse kişisel olarak yapılacak teşebbüslerin ne gibi zorluklarla karşılaşacağını da anlamış olduk. Öyle anlaşılıyor ki, Yozgat’ta tiyatro konusu oldukça sorunlu bir alan.

Yozgat’ta hâlen şu tiyatro grupları bulunuyor:

Sürmeli Tiyatro Topluluğu
Bozok Üniversitesi Tiyatro Topluluğu
Öğretmenler Tiyatrosu
Tiyatro Acı Kahve
İşte Tiyatro Topluluğu
Yozgat Tiyatro Kare (Tiyatro Turca)

Eski adı “Yozgat Tiyatro Kare” yeni adı “Tiyatro Turca” olan tiyatro ekibinin Yönetmeni Fatih Doğmuş, Şehir Tiyatrosu kuracaklarını duyuran Yozgat Belediyesi’nin kendileriyle görüşmediğini belirterek, 70 trilyon Lira borcu olan bir belediyenin Şehir Tiyatrosu kuracağı iddiasının inandırıcı olmadığını ileri sürüyor.

Doğmuş, ‘4 tiyatro topluluğunu bir çatı altında toplamak’tan bahseden Yozgat Belediyesi’nin kendileriyle görüşmediğini, diğer tiyatro ekipleriyle görüşüldüğüne dair bir bilgisinin de olmadığını ifade ediyor.

Tiyatrocuyum, vasıfsızım!

Basında yer alan haber üzerine, konuyu görüşmek için “İşte Tiyatro” grubunun başkanı Ünal Demir’le birlikte Belediye’ye gittiğini söyleyen Doğmuş, Özel Kalem Müdürü’nün kendisini Başkan’la görüştürmek istemediğini ileri sürüyor.

Doğmuş’un anlattığına göre, müdürün kendisini Belediye Başkanı Yusuf Başer’le görüştürmeme gerekçesi, başkanın o sırada muhtarlarla görüşüyor olması. Ancak, Doğmuş, Özel Kalem Müdürü’nün “Seni hangi vasıfla içeri alayım? Sen kimsin?” diyerek, tiyatrocu kimliğini yok saydığını ve kendisini aşağıladığını iddia ediyor.

1200 kişi izledi, yetkililer gelmedi

Fatih Doğmuş’un anlattıklarından, onun bu kadar öfkelenmesinde, geçmiş yıllardan bu yana içinde biriken bir kırgınlığın da etkisi olduğu anlaşılıyor. Doğmuş, “2005 yılında Yozgat’ta tiyatro yaptım. Ne Belediye Başkanı, ne Vali, ne de başka resmî daire müdürleri geldi. 1200 kişiye oynadım” diyor.

Ahmet Necdet Sezer’e ulaşan e-mail

Daha önce Yozgat’ta Kültür Müdürlüğü bünyesindeki “Sürmeli Tiyatrosu”ndan başka bir tiyatro grubu olmadığını belirten Doğmuş, tiyatro kurmak için çok büyük çabalar sarfettiklerini dile getiriyor.

Geçmişte Yozgat’taki tiyatro faaliyetlerinin desteklenmesi için milletvekillerine, Dışişleri Bakanlığı döneminde Abdullah Gül’e ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a internet yoluyla yaptığı müracaatlardan bir cevap alamadığını belirten Doğmuş, “En son çare, bu yaşamış olduklarımı (Cumhurbaşkanı olduğu dönemde) Ahmet Necdet Sezer’e gönderdim” diyor ve sonrasını şöyle anlatıyor:

“Her şeyi anlattım ve oyuna davet ettim. Ve bana cevap geldi ‘Acil’ yazısıyla. Kültür Bakanlığı’na durumu iletiyor, Kültür Bakanlığı da Devlet Tiyatrolarına iletiyor resmî yazıyla. Ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü beni aradı. Beni Ankara’ya beklediğini, her türlü yardımı yapacaklarını, her şeyi söylediler. Ben para istemedim. ‘Kostüm verelim’ dediler; ‘oyun, tekst, dekor verelim’ dediler. Oyundan başka hiçbir şey almadım.”

Bir internet radyosu olan www. bestradyo.org’da “Turca ile Ala Turca Saatler” isimli programı sunan Fatih Doğmuş, “Popstar yarışmasındaki Sezgin”le radyo aracılığıyla tanıştığını belirttikten sonra, “Menajeri ile konuşacak ve ben ona rol vereceğim. Şubat ayı içerisinde oyun tarihini birlikte yapacağız ve sırf benim için, bana destek için, hiçbir ücret almadan sahneme çıkacak ve oynayacak” diyor.

Bu söylediklerinin sonunda da “Yani ben vasıfsızım” diyerek, Belediye Özel Kalem Müdürü’nün “Seni hangi vasıfla içeri alacağım? Sen kimsin?” sözüne gönderme yapıyor. Yozgat’ta ve Türkiye genelinde binlerce seveni olduğunu düşünüyor:

“Sevenler, dinleyenler var, izleyenler var, takip edenler var. Kendimi sevdirdiysem, insan olduğum için sevdirdim. Yoksa kim bilir Fatih Doğmuş’u?”

Doğmuş, Yozgat Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün web sitesindeki “Ünlü gazeteci yazar ve sanatçılarımızdan bazıları” başlıklı listede adına yer verilmeyişine de içerlemiş. “Yozgat’ın sanatçısıyım. Bu unvanı bana vermeyen Kültür Müdürlüğü utansın” diyor.

Hüseyin Konak’ın desteği

Vaktiyle, Vali Yardımcısının kendisine yaptığı teklifi de şöyle anlatıyor:

“Vali Yardımcısı bana şunu söyledi: ‘Fatih Bey, Yozgat’a Kültür Bakanlığı’ndan bir hoca getirsek ve sizlere eğitim verdirsek, şehrimizi temsil etseniz.’ Ben de dedim ki, ben buna yok demem ama bu benim kararımla olmaz. Tüm ekipler toparlanır, konuşulur dedim.”

Vali Yardımcısı Hüseyin Konak’ın tiyatro faaliyetlerine verdiği desteğe her zaman minnetdar olduğunu ifade eden Doğmuş, “Hüseyin Bey olmasa, tiyatro için sahne bulamayacaktım” diyor.

Doğmuş, yaptıkları ve yapmaya çalıştıkları için de şunları söylüyor:

Tiyatrodan para kazanmak çok zor

“Ben, bu şehir için uğraşıyorum. Eşkıya ya da sokaktaki boş adam değilim. Bu şehre dışarıdan gelen ‘Lânet olsun! Nasıl bir şehir be! İnsanları yobaz, sosyal aktivite yok, hiçbir b… yok’ diyen insanları duymaktan sıkıldım. Burada şehre bir zenginlik katalım diyorum.”

Tiyatrodan para kazanılmasının çok zor olduğunu ve inşaat işleriyle de uğraştığını belirten Doğmuş, tiyatro çalışmalarının ekonomik zorluklarını şu rakamlarla özetliyor.

“Para karşılığı yapmıyorum. Tiyatrodan para kazanan kim var Yozgat gibi bir şehirde? 74 bin nüfuslu bir şehrin yüzde 1’lik bir kesimi gelmiyor. 700 kişi 4 YTL’den satsan 2800 YTL yapar. Kültür Müdürlüğü zaten 200 YTL günlük sahne ücreti alıyor. 2 gün oynasam 400 YTL. Afiş 500 YTL. Bilet basımı 150 YTL. Dekor 400 YTL. 2800 YTL’den geriye kaldı 1350 YTL. Ekipte 12 genç var, benimle birlikte oyun çıkarmaya çalışıyorlar.”

Bana karışmasınlar, Belediye adına oynarım

Yozgat Belediyesi’nin Şehir Tiyatrosu kuracağına dair açıklamasını inandırıcı bulmadığını belirten Doğmuş, bunun gerekçelerini de şöyle açıklıyor:

“Kuracaksın Şehir Tiyatrosu’nu, nerede imkân sağlayacaksın? Festival, fuar alanında mı? Sahnesi olmayan ısıtma tesisi olmayan yerde mi? Yerin yok, yurdun yok, 70 trilyon borcun var. Bana dese ki, ‘Arkadaş, belediye adına faaliyet gösterir misin?’ Seve seve temsil ederim ama bana karışmayacaklar. Para da istemeden.”

“Eğer Şehir Tiyatrosu kurulacaksa, Şehir Tiyatrosu Müdürlüğü açmak için İçişleri Bakanlığı’ndan birim almak gerekir diye düşünüyorum. Madem insanlara ücretsiz oyun sergileme imkânı, hizmeti sunacaksın; bu oyuncular, bu ekip tek çatı altında toplanacaksa, onlara ne gibi bir imkân vereceksin? Bunlar çok önemlidir. Sanıyorum bunlar (Belediye) ‘Biz yer verirsek, bizim adımıza bedavadan oynarlar’ diye düşünüyordur. 7o trilyon borcu olan bir belediye, bana geçmişte yaptığım işleri bıraktırdığında bana ne gibi bir ücret ödeyebilir?”

Eğer Şehir Tiyatrosu kurulacaksa, finans sağlanacaksa, oyuncuları Yozgatlı olmalı ve Yozgat’ı temsil edecek derecede bilgili olmalı. Yozgatlı ekmek yesin. Üniversiteli bu gün var, yarın yok.”

Bunları söyledikten sonra, “Yozgat Belediye Başkanını çok seviyorum” diyor ve şunları ekliyor:

“Kendisi benim akrabamdır. Ama asla akraba vasfıyla yanına gitmedim. Severler beni, herkes sever. Gerek Başkan Yardımcısı Tevfik Bozkurt abimiz olsun, hep sevmişlerdir. İnanıyorum ki onlar da ellerinden geleni esirmegezler.”

Fatih Doğmuş, Belediye Başkanı Başer’in, tiyatro faaliyetine destek olmak için harcadığı bir çabayı da şöyle naklediyor:

“2 hafta öncesinde sahne bulamıyoruz. Kültür Müdürlüğü’nde sahne var, başka yerlerde sahne yok. Sağolsun, Belediye Başkanımın makamına her gittiğimde her zaman bana ‘yeğenim’ der, hâlimi hatırımı sorar.”

Herkesin Başkandan bir şey istediğini de belirtip “İnanır mısınız, kimse onun yerinde olmak istemez” dedikten sonra, kendi talebini dile getirirken utandığını, zorlandığını ifade ediyor:

“Kültür Müdürlüğü sahnesini kullanmak istiyoruz ama engeller var Başkanım, dediğimde aradı, görüştü ama Vali Yardımcımız Hüseyin Bey ilgilenene kadar sonuç alamamıştık.”

Kültür Müdürlüğü’nün web sitesindeki sanatçılar listesinde adına yer verilmeyişinden duyduğu rahatsızlığı ‘bir lâtife olarak’ ilettiğinde de Başkan Başer, kendisine “Sen bizim gönlümüzün sanatçısısın” diyerek iltifatta bulunmuş. “Beraberce gülüşmüştük” diyor.

“Mümkün olsa da, Belediye değil, bunu Valilik yapsa” temennisini dile getirirken de şunları söylüyor:

“Destekler İçişleri Bakanlığı’ndan gelse, çok güzel şeyler olur. İnsanımız böyle şeylere aç. Yozgat’a sirk geliyor, inanır mısınız tıklım tıklım… Şehrimiz bu tür sosyal etkinliklere aç. Genç bir Yozgatlı olarak her şeye destek veririm.”

Fatih Doğmuş, Yozgatlı oluşu ve Yozgat sevgisi konusunda da şunları söylüyor:

Kimliğimde Kırşehir yazıyor, askerde Yozgat diye tekmil verdim

“24 yaşındayım. Kimliğimde Kırşehir yazıyor. Baba kütüğüdür ama ben Yozgatlıyım diyorsam, burada benim gibi ‘Yozgat için birşeyler de bizden olsun’ diyenler utansın. Ben Yozgat’ta doğdum. Ailem Yozgat’ın eşrafındandır. ‘Yerli’ diye tabir edilir. Köklü bir sülâlemiz vardır, ki Yozgat’ın yerlileri kalmadı artık.”

‘Kırşehir irtibatı ne?’ diye soruyoruz, şöyle cevap veriyor:

“Babam, Kırşehir Çiçekdağlıdır ama ne gitmişliğim vardır, ne de görmüşlüğüm. Babam memurdur. Memur olduğundan, zamanında yerleşmiş annemlerle Yozgat’a. Sülâlemiz de burada olduğundan, burada yaşadık. Ben askerde ‘Yozgat’ diye tekmil verdim. ‘Fatih Doğmuş, Yozgat. Emret komutanım!.. Bunu demek bence Yozgat’ı seviyorum, Yozgatlıyı seviyorum.”

Gideceğim buralardan

Sözlerine “Ama insanlar için sadece sevmek yetmiyor” diye devam eden Fatih Doğmuş, “Sanırım bu gidişle Yozgat’tan gidenler kervanına ben de katılacağım” diyor.

Birbirlerini sevip destekledikleri ve sahiplendikleri için bazen Doğululara özendiğini ifade eden Doğmuş, Yozgat’ta insanların birbirlerine karşı çekememezlik içinde olduklarını ileri sürüyor ve bundan duyduğu rahatsızlığı ifade ediyor.

Sorumuz üzerine, “Gidersem, hem kızmış hem küsmüş olarak giderim. Yozgat kabul etmese de sanatçıyım. Kimliğimde Kırşehir yazsa da, Ben Yozgatlı olarak giderim” diyor.

2003 yılında amatör olarak sinema filmi çektiğini, sinema filmi ve televizyon dizilerinde küçük de olsa roller aldığını belirtip, “Hoş geldin Hayat” filmini, “Ekmek Teknesi”ni hatırlatıyor.

Fırsatlar

Kendisine gerek Devlet Tiyatroları’nın gerekse Vali Yardımcısının tekliflerini hatırlatıp, anlattıklarından, bağımsız olma kaygısını abartarak, karşısına çıkan fırsatları geri teptiği kanaati edindiğimizi söylüyoruz. Buna şöyle karşılık veriyor:

“Şimdi şöyle bir durum var: Kültür Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, fondan para veriyor ama karşılığında ülke bazında turne istiyor. Ben sadece Yozgat’a oynuyorum. Benim mesleğim sadece tiyatro olmuş olsa bunu kabul ederim. Ben tiyatrodan gelir sağlamıyorum ki. Asıl mesleğim, çelik konstrüksiyon villaların pazarlanması ve resmî taahhüt işleri. Senaryomu 2009 yılında tamamlamayı düşünüyorum. Şiir seslendiriyorum. Sağolsunlar, etrafımdaki insanlar destek veriyorlar. ‘Sponsor olalım albüm çıkart’ diyorlar. Özellikle belirtmek isterim ki, Yozgatlı olmayanlar söylüyor bunu. Sadece sevdiğim için yapıyorum. Yozgatlılar beni Matrix lakabıyla bilir. Yozgat’ta çekmiş olduğumuz filmden dolayı az dalga geçmediler benimle. Sonradan ulusal basına çıktığımızda bize “hemşehrimiz’ diye hitab ettiler.

Sadece manevî destek istiyorum

Fatih Doğmuş’a, ‘Olman gereken yerde olmadığını düşünüyorsun ve bu seni biraz asabi yapıyor. İnsanları suçluyorsun… Öyle mi?’ diye soruyoruz, bu sorumuza şöyle cevap veriyor:

“Olmam gereken yerdeyim. Sadece destek istiyorum. Bu destek para pul değil, manevî destektir.”

9 Kasım 2008 Pazar

Yozgat’ın Cehirlik Lâlesi markalaşabilecek mi?

Cehirlik Lâlesi, adını Yozgat şehir merkezine 3 kilometre mesafede bulunan Cehirlik bölgesinden almaktadır. Yozgat halk kültürünün efsanelerinden birisine konu olan “Gelinlik Kayası” da bu bölgede bulunmaktadır.

Yozgat Valiliği, Cehirlik Lâlesi’ni Yozgat’ın marka değerlerinden birisi hâline getirmek maksadıyla koruma altına almıştır.

“Gelinlik Kayası” efsanesinin mekânı olan bu alanın turizme kazandırılması için de valilik tarafından çalışmalar yürütülmektedir.

Yozgat Valisi Amir Çiçek, çiçekçilik alanında markalaşmış olan Hollanda’ya yaptığı bir gezi sırasında gördüğü lâlelerin Cehirlik’teki lâlelerle olan benzerliğini farkederek, yetkililere bu konuyu açmış; yetkililer de bu lâlelerin soğanlarının Hollanda’ya ilk Yozgat’tan gelmiş olabileceğini söylemişlerdir. Ancak, bu konuda kesin ve bilimsel bir veri olduğuna dair henüz resmî bir açıklama yapılmamıştır.

(Kaynak: www.cehirliklalesi.blogspot.com)

8 Kasım 2008 Cumartesi

“Yozgat Masalları” unutulmaktan kurtuluyor

Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Başkanı Ahmet Sargın, Bozok Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün sürdürdüğü çalışmalarla, Yozgat kültürünün kayıt altına alındığını ve bunun Yozgat için büyük bir kazanç olduğunu söyledi.

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Araştırma Görevlisi Tuğçe Işıkhan’ın yönetiminde, “Yozgat Masalları”nın derlenip kayıt altına alındığını belirten Sargın, çalışmayı yapan üniversite öğrencilerinin, “Yozgat Masalları”nı aslına uygun olarak anlatan kaynak kişi bulmakta zorluk çektiklerine dikkat çekti.

Yozgat’ın Sorgun ilçesinde yayın yapan Ufuk FM’de “Şah Ozan’la Türkü Pınarı” programının bu haftaki bölümüne konuk olarak katılan Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Başkanı Ahmet Sargın, Şah Ozan’ın sorularını cevapladı.

Yozgat’taki kültürel faaliyetler hakkında bilgi veren Sargın, Bozok Üniversitesi’nin Yozgat kültürünün kayıt altına alınması konusundaki çalışmalarını da özetledi. Ahmet Sargın, Bozok Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün sürdürdüğü çalışmalarla, Yozgat kültürünün kayıt altına alındığını ve bunun Yozgat için büyük bir kazanç olduğunu ifade etti. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Araştırma Görevlisi Tuğçe Işıkhan’ın bu konudaki gayretlerini takdir ettiklerini dile getiren Sargın, şunları söyledi:

Yozgat Masalları için derleme çalışması yapılıyor

“Özellikle Bozok Üniversitesi’nin kurulmasıyla birlikte, orada faaliyet gösteren Edebiyat Fakültesi öğrencileri, şu an 3 dönemdir, Yozgat kültürü ile ilgili ciddi araştırmalar yapıyorlar. Bunda da araştırmacı öğretim görevlisi Tuğçe Hanımın çok büyük etkisi var. Ben gerçekten şahsına teşekkür ediyorum. Yozgat kültürünün unutulmaması için, emek veriyor, bunları kayda geçirmeye çalışıyor. En son şu an çocuklar “Yozgat Masalları”nı derlediler. Yozgatlı aşıkların, ozanların hayatları ile ilgili derleme yaptılar. Geçen yıl da çok geniş çaplı olarak, Yozgat’taki bütün türbeleri, bu türbelerin hangi amaçla ziyaret edildiklerini araştırdılar.”

Masal anlatacak Yozgatlı kalmamış

Bozok Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Araştırma Görevlisi Tuğçe Işıkhan’ın yönetiminde, “Yozgat Masalları”nın derlenip kayıt altına alındığını belirten Sargın, çalışmayı yapan üniversite öğrencilerinin, “Yozgat Masalları”nı aslına uygun olarak anlatan kaynak kişi bulmakta zorluk çektiklerine dikkat çekti. “Adeta iğne ile kuyu kazıyorlar” diyen Sargın, yaşanan bu sıkıntının, Yozgat kültürünün kayıt altına alınmasında ne kadar geç kalındığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Sargın, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından yürütülen çalışmaların, Yozgat kültürünü unutulmaktan kurtardığını, bunun da Yozgat için büyük bir kazanç olduğunu ifade etti.

3 Kasım 2008 Pazartesi

Artık torunlar dedelerinin dilinden anlayacak
Halk Eğitim Merkezi Osmanlıca kursu düzenliyor

Devlette kendini gösteren “geçmişiyle barışma” çalışmaları, kültürel alanda Yozgat’ta da hayat buluyor. Yozgat Halk Eğitim Merkezi, Osmanlıca kursu düzenliyor.

Artık, geçmişini yok sayan, geçmişinden utanan ve geçmişinden koparılan bir kültür anlayışının yerini, dedelerle torunları bir bilgi ve kültür zemininde buluşturan, yeni bir kültür politikası alıyor. Atalarının mezar taşlarını okuyamayan, dedelerinin, ninelerinin konuştuğu dili anlayamayan nesillerin yerini artık geçmişini bilen ve anlayan nesiller alacak…

Halk Eğitim Merkezi Müdürü Burçin Ergen’in İleri gazetesine verdiği bilgiye göre, bugüne kadar okuma yazma, bilgisayar, kırkyama gibi değişik alanlarda kurslar veren merkez, şimdi de Yozgat’ta 60 kursiyere Osmanlıca öğretecek.

Osmanlıca kursunun cumartesi ve Pazar günleri 17.00-21.00 saatleri arasında verileceği belirtiliyor.

Meslekî eğitim köylerde de rağbet görüyor

Yozgat Halk Eğitim Merkezi tarafından çeşitli dallarda verilen kursların köylerde de rağbet gördüğünü belirten Ergen, köylerde hâlen 30 kişinin eğitim gördüğünü, bunun yanı sıra sosyal ve kültürel ağırlıklı kurslara da 882 kişinin katıldığını belirtiyor.

5 bin kişi kurs görüyor

Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan çeşitli kurslarda toplam 5 bin 310 kişinin kurs gördüğünü ifade eden Ergen, kurslara olan talebin her geçen gün arttığını belirtiyor.